Hukukumuz açısından tüketici kavramına, malları veya hizmetleri mesleki ve ticari faaliyetlerinde kullanmak üzere satın almayan gerçek ve tüzel kişiler girmektedir. Satın alınan mal ya da hizmet hem özel yaşamda hem de mesleki veya ticari faaliyetlerde kullanılacaksa, hangi amaçla daha fazla kullanıldığına bağlı olarak, çifte kullanım amaçlı malları satın alanlar ya da hizmetten yararlananlar tüketici olarak nitelendirilebilir. Ulusal hukukumuz açısından hem gerçek kişiler hem de tüzel kişiler tüketici olarak nitelendirilebilmekte ve tüketicilere tanınan haklardan yararlanabilmekte ise de, Avrupa Birliğinin tüketicilerin korunmasına dair yasal düzenlemelerin çoğunluğunda, tüzel kişiler tüketici olarak nitelendirilememektedir.

TÜKETİCİNİN KORUNMASINI GEREKTİREN SEBEPLER

En temel ihtiyaçların belirli sayıdaki mallarla giderildiği dönemlerden, ihtiyaçlar hiyerarşisindeki en üst seviyedeki ihtiyaçların, sayılamayacak kadar çok mallarla veya hizmetlerle giderilmesini sayılamayacak kadar çok işletmenin sunması ile birlikte, tüketicilerin yaşam kalitesini en yükseğe çıkaracak malları veya hizmetleri seçmesi güçleşmiştir. Malların veya hizmetlerin vasıfları anlaşılamaz hale gelirken, aynı veya benzer ihtiyacı gidermeye yarayan malları, hizmetleri piyasaya süren işletmelerin hangisinin piyasaya sunduğu malın veya hizmetin daha güvenli olduğuna karar vermek güçleşmiştir. Tüketiciler; yaşam kalitelerini ciddi şekilde etkileyebilecek olan satın alma kararlarını yeterli bilgiye sahip olmadan verir hale gelmiştir.

Ekonomik sistemlerin değişmesi ve gelişmesine paralel olarak, tüketicilerin bu bilgisizliğinden yararlanmak isteyen fırsatçılar ortaya çıkmaktadır. Eskiden olduğu gibi mal ve hizmetlerin niteliklerini bilen üreticilerin yerini, malların niteliklerini üreticilere kıyasla daha az bilen, fakat satış teknikleri konusunda bilgili, ikna kabiliyeti yüksek kişiler almaktadır. Satıcıların ikna kabiliyeti ile ihtiyaç duyulmayan mallar satın alınmakta, kimi zaman ise ihtiyacı gidermede kifayetsiz, arızalı, tehlikeli mallar satın alınmaktadır. Yaşam kalitesini arttırmakta kullanılabilecek para, dolaylı olarak amacının dışında kullandırılabilmektedir.

İşletmelerin kârlılıklarını maksimum seviye çıkarma amaçları, tüketiciler üzerinden gerçekleşmektedir. İşletmeler bu amaçlarına erişebilmek için, olgunlaşması için gereken süre geçmeden önce, bir takım kimyasal maddelerle sebzelerin, meyvelerin olgunlaşmış gibi görünmelerini sağlayabilmekte, yoğun promosyon faaliyetleri ile hiç bir yararı olmamasına, hatta zararları olabilmesine rağmen bir kısım ürünleri, örneğin zayıflatıcı, saç çıkarıcı oldukları ileri sürülen ürünleri tüketicilerin zaaflarından yararlanarak satabilmektedirler. Ölçüleri, tartıları olduklarından daha fazla imiş gibi gösterip, haksız kazanç elde edebilmekte, taklit malları orijinal mal imiş gibi satabilmektedirler.

Tüketicilerin korunmasında işletmelerin sosyal ve etik sorumluluklarını yeterince yerine getirememiş olması, buna karşın tüketicilerin gittikçe bilinçlenerek örgütlenmesi, konu hakkında doğrudan yasal düzenlemelerin yapılmasını gerekli kılmıştır. Malların ve hizmetlerin satışına dair yasal düzenlemelere yer veren başta Borçlar Kanunu, sözleşme serbestisi kapsamında sözleşmeye taraf olanları eşit güce sahip kişiler olarak kabul etmekle birlikte, tüketicilerin satıcılara karşı her yönden daha güçsüz oldukları tartışmasızdır. Tüketicilerin güçsüz oluşu, sözleşmenin kurulmasındaki pazarlık etme gücünün de zayıf olduğu anlamına gelmektedir. Borçlar Kanununun tüketicilerin korunması karşısındaki yetersizliği de, özel düzenleme yapılmasında etkili olmuştur. Dolayısıyla, sözleşmenin tarafı olan tüketicilerin satıcılara karşı korunması, sosyal devlet anlayışının gelişimine bağlı olarak, devletin vatandaşlarının yaşam kalitesini yükseltmek şeklinde belirtilebilecek genel görevi kapsamında değerlendirilebilir.

ANAHATLARIYLA BAŞLICA TÜKETİCİ HAKLARI

Sağlık ve Güvenlik Hakkı

Güvenlik hakkı; cana veya mala zarar verebilecek olan ürünlere, üretim süreçlerine veya sunulan hizmetlere karşı korunmayı kapsamaktadır. Bir başka ifade ile; pazara sunulan malların ve hizmetlerin tüketicilerin sağlığını, yaşamını olumsuz yönde etkilememesini kapsamaktadır. Bu hak, üreticilerin imal ettikleri malların öngörülen kullanım süreleri boyunca güvenli olmalarını temin etmeyi gerektirmektedir. Ürünün pazara sunulmasından sonra tehlikeli hale gelmesi halinde, toplatılmasını ve imhası da tüketicilere sağlanan güvenlik hakkına dayandırılabilir.

Bilgilendirilme Hakkı

Bu hak; satın alma tercihini yapabilmek için gerekli bilgilerin tüketicilere sunulması ve aldatıcı veya yanıltıcı reklam veya etiketlere karşı korunma hakkını kapsamaktadır. Bu hak kapsamına, kullanma kılavuzlarının tüketiciye sunulması, malların üzerine besin değerleri, kullanım şekli ve tarihi gibi bilgiler de girmektedir.

Tercihte Bulunma Hakkı

Pazara rekabete dayalı fiyatlarla sunulan aynı veya benzer kaliteli mallardan veya hizmetlerden seçme olanağının sunulmasını içermektedir. Tercihte bulunma hakkının kullanılabilmesi için piyasaya farklı malların girişine olanak sağlanmalı, tek tip ürün veya hizmetin verilmesine izin verilmemelidir.

Temel İhtiyaçların Karşılanması Hakkı

İnsan yaşamı için gerekli olan yeme, içme, barınma, tedavi edilme gibi ihtiyaçlarının giderilmesini isteme hakkıdır. Bunlara; insana insan olmasından dolayı tanınan evrensel ve anayasal haklardan yararlanabilmek için gerekli olan haberleşme, seyahat etme gibi olanakların sunulmasını talep etmek hakkı da girmektedir.

Tazmin Hakkı

Satın alınan malların ya da yararlanılan hizmetin kendilerinden beklenen fonksiyonu yerine getirmemeleri halinde, onarılmalarını, aynısı ile değiştirilmelerini, ödenen bedelin geri iadesini ve zarara uğranılması halinde yasal yollara başvurulabilmesi hakkını kapsamaktadır.

Eğitilme Hakkı

Bilinçli tercihte bulunabilmek için gerekli bilgi ve yeteneğe sahip olabilmek için eğitilme hakkını ifade etmektedir. Bu hak kapsamına, tüketici hakları konusunda eğitilme de dahildir. Ülkemizde bu konuda Milli Eğitim Bakanlığı yetkilendirilmiş” ise de, bir çok açıdan eğitilme konusunda sivil toplum kuruluşlarının yetkilendirilmesi, desteklenmesi yararlı olacaktır.

Sağlıklı Bir Çevrede Yaşama Hakkı

Tüketicilerin yaşadıkları veya çalıştıkları çevrenin kendileri ve gelecek nesiller için sağlıklı kalması için gerekenlerin yapılmasını talep etme hakkıdır. Sağlıklı bir yaşam sürdürülebilmesi için havanın, suyun, denizlerin insan sağlığına tehdit oluşturacak şekilde kirlenmemesini talep hakkını kapsar.

Sesini Duyurma Hakkı

Tüketicilerin korunmasına dair mevzuatın değiştirilmesinde, tüketicilerle ilgili olarak alınacak kararlarda, tüketici temsilcilerinin yer almasını gerektirmektedir. Ürünlerin güvenliğinin belirlenmesinde de tüketici temsilcilerinin yer almasını öngören bir haktır.

Tüketici Hakları Hukuku Alanındaki Dava Vekilliği Hizmetlerimiz

1.    Abonelik sözleşmelerinden doğan davalar

2.    Ayıplı Mallardan doğan davalar

3.    Ayıplı hizmetlerden doğan davalar

4.    Devre tatillerden doğan davalar

5.    Garantili mallardan doğan davalar

6.    Haksız şartlardan doğan davalar

7.    Kapıdan satış – mesafeli satışlardan doğan davalar

8.    Kredi kartı sözleşmelerinden ve kullanımından doğan davalar

9.    Konut finansmanı sözleşmelerinden doğan davalar

10.  Paket turlardan doğan davalar

11.  Taksitli ve kampanyalı satışlardan doğan davalar

12.  TOKİ sözleşmelerinden doğan davalar

13.  Tüketici Sorunları Hakem Heyeti’ne müracaatlar

14.  Tüketici kredilerinden doğan davalar

15.  Tüketicilerin Reklam Kuruluna yapması gereken başvurular

16.  Tüketicilerin Rekabet Kuruluna yapması gereken başvurular